Tarih: 23.03.2012
İlk seçtiğimiz kitap Dava'ydı, aslında seçmedik çünkü seçmek için bir araya gelinmesi gerekiyordu. Bir araya gelememiştik. Bir kitabın bir kitapçıdan alınması ile süreç başlamıştı. Orhan Pamuk'un Yeni Hayat romanının "bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti" başlangıcındaki gibi başladı hikayemiz. Ama bizimkisi alınca değişmişti. Olsun ziyanı yok.
Sonra diğer grup üyeleri tarafından kitaplar temin edilerek, kitabın okunması ve gerekli araştırmalar için bir süre belirlendi. Ayrıca birde kitabın, yazarın, dönem edebiyatının araştırılması ve sunumu için bir şanslı kişi! gerekiyordu. Sanırım bu kişinin çok aranmasına da gerek yoktu, kitabı ilk alan kişi olarak şu satırları yazmakta olan kişi yaptığı hatanın bedelini ödemesi gerekliydi.
Kitabımızı okuduk gerekli araştırmaları yaptık ve belirlediğimiz tarihte Türkiye'nin en entelektüel Çiğköftecisi ünvanını da gerçekleştirdiğimiz oldğumuz etkinlikle ele geçirmiş ve uzun yıllarda bunu kimseye kaptırmayacak olan Adıyaman Çiğköfte Salonu Yüzüncü Yıl Ankara Şubesinde toplandık.
Hem Haruki Murakami bu Kafka'yı sahile getiriyorsa (Sahilde Kafka) biz de çiğköfteciye getirebilirdik, geldi de. Yalnız bizim yaklaşık 4 saat süren konuşma ve sunumumuz esnasında, olaya şahitlik eden müşteriler de şaşırmışlardı. Ancak bizden kendilerine zarar gelmiyecek bir topluluk olduğumuz anladıklarında çok mutlu olduk. Böylece zararsız bir topluluk olduğumuzu da belirtmek isterim.
Başladık, okuduk, konuştuk, tartıştık, yedik, içtik, küçük harfin gözlerinden, büyük harfin ellerinden öptük ve bitirdik..
İşte bizden bir Kafka ve Dava...
Bu bölümde çok kısa bir şekilde
kronolojik hayatından bahsetmek doğru olabilir. Ancak hayatının anlatımında Franz Kafka’yı, Kafka yapan
hayata bakmak sanırım Kafka’yı anlama çabalarımıza birazda olsa katkı sunacaktır.
Ailesi
Franz Kafka’nın babası Hermann
Kafka (1852–1931) ve annesi Julie
Kafka (1856–1934) Yahudi soylu bir aileden gelmektedir.
Franz Kafka'nın Kardeşleri
Henüz küçük yaşlarda ölen Georg ve Heinrich adında iki erkek kardeşin yanı sıra, Kafka’nın üç kız kardeşi vardı. Kız kardeşleri daha sonra sürgüne gönderildi ve muhtemelen izlerinin kaybolduğu toplama kamplarında ya da gettolarda hayatlarını kaybettiler. Bunlar, Gabrielle, Elli diye çağırılan kız kardeşi (1889–1941?), Valerie, Valli diye çağırılan (1890–1942?) ve Ottilie, „Ottla“ Kafka (1892–1943?), en küçük kardeş.
Franz Kafka'nın Eğitim ve İş Hayatı
Franz Kafka 1901’den 1906’ya kadar Prag’daki Karl-Ferdinand Üniversitesinde öğrenim gördü; oradan mezun olduktan sonra kimya ile ilgilendi, fakat kısa bir süre sonra hukuk alanında ilerlemeye karar verdi. Daha sonra bir yarıyıl Alman filolojisi ve sanat tarihiyle ilgilendi, bu arada Münih’teki hukuk eğitimine de devam etti. Beş yıllık hukuk eğitiminden sonra Albert Weber’in yanında ücretsiz hukuk stajı yapma şansını buldu ve ceza hukuku alanında ilerleme kararı aldı.
Franz Kafka 1907’de o dönemde çok ünlü olan “Assicurazioni Generali” adlı İtalyan bir sigorta şirketinde çalışmaya başladı. Franz Kafka’nın Prag’da edebiyat çevresine girmesini sağlayacak olan Max Brod ile bu yıllarda dostluk kurmaya başlamıştır.
İlişkileri
Kafka’nın
kadınlarla olan ilişkilerine baktığımızda en önemli noktada, Kafka’nın aşkı Felice
Bauer’e
yazdığı
mektuplar durmaktadır,
Kafka’nın
13 Ağustos 1912’de Max Brod’un
evinde tanıştığı, Berlin’li
bir memurdur.
1920 yılında ise Kafka, Milena
Jesenka
ile
mektuplaşmaya başlar. Milena
Kafka’nın Almanca yazdığı eserleri Çek diline çevirmek istemiştir. Milena
Kafka’dan 12 yaş küçüktür ve evlidir. Birlikte olmalarının imkânsız olduğunu
biliyorlardı, buna rağmen uzun yıllar boyunca aralarındaki mektuplaşma devam
ettiler. Kafka’nın Milena’ya
yazdığı mektuplar da tıpkı Felice
Bauer’e
yazdığı mektuplar gibi Türkçeye çevrilmiştir. Milena
1944 yılında Ravensburg
toplama kampında Holokust
kurbanları arasına katılmıştır.
Kafka’nın
son ilişkisi ise, ölmeden birkaç ay önce isminin anıldığı Dora Diamant adındaki
bir çocuk bakıcısıydı.
Kafka mektuplarda aşkın gerçekliğine olan şüphelerini, korkularını dile getirmiş, duygularını tüm çıplaklığıyla kaleme almıştır, bu bakımdan mektuplar edebi açıdan son derece önemlidir
Kafka mektuplarda aşkın gerçekliğine olan şüphelerini, korkularını dile getirmiş, duygularını tüm çıplaklığıyla kaleme almıştır, bu bakımdan mektuplar edebi açıdan son derece önemlidir
1924
yılının
nisan ayında, gırtlak kanseri teşhisi konur ve doktorlar tedaviye geç
kalındığını söylerler. Artık yapılacak hiçbir şey yoktur. Kafka, Kierling
Senatoryumuna’na
taşınır
ve 3 Haziran 1924 yılında Klosterneuburg’da,
40 yaşında ölür.
20 yıl süren dostluklarının sonunda
Kafka bütün yazdıklarını ölümünden sonra yakması için Max
Brod'a vermişti. Yazdıklarının gereğinden
fazla kişisel ve değersiz olduğunu düşünüyordu. Tabii Max
onunla ayni fikirde değildi ve Kafka’nın ölümünden sonra, karışık halde bulunan
binlerce sayfa metni toplayıp düzenleyerek yayınladı. Arkadaşı Max
Brod’a ait gençlik ve son dönem
fotoğrafları.
Eserleri
Birçok
eseri, mektupları ve günlükleri vardır. Bunlardan bazıları
şunlardır:
YARGI (1913):
Bu ilk hikayesini bir gecede yazmıştır. Bu onun en sevdiği hikayesidir. Eserde Kafka'nın kendi anlayışında olduğu gibi, evin babası takatsiz ihtiyar bir halde olsa bile. "o halde bir dev" dir. Baba hep tabii bir güçtür.
CEZA SÖMÜRGESİ (1919):
Suç problemi, hem de belli bir hatadan doğan suç değil, genel suç problemi Kafka'yı hep meşgul etmiştir. Eserinde de bunu işler
.
DAVA (1925):
Yazarın en önemli eserlerinde biridir. Kendisinin yayınlanmasını istemediği, ancak ölümünden sonra Max Brod tarafından yayınlanan ve bir çok yorumlara sebep olan eseridir.
YARGI (1913):
Bu ilk hikayesini bir gecede yazmıştır. Bu onun en sevdiği hikayesidir. Eserde Kafka'nın kendi anlayışında olduğu gibi, evin babası takatsiz ihtiyar bir halde olsa bile. "o halde bir dev" dir. Baba hep tabii bir güçtür.
CEZA SÖMÜRGESİ (1919):
Suç problemi, hem de belli bir hatadan doğan suç değil, genel suç problemi Kafka'yı hep meşgul etmiştir. Eserinde de bunu işler
.
DAVA (1925):
Yazarın en önemli eserlerinde biridir. Kendisinin yayınlanmasını istemediği, ancak ölümünden sonra Max Brod tarafından yayınlanan ve bir çok yorumlara sebep olan eseridir.
ŞATO (1926):
Bu eseri de vasiyetine uyulmayarak imha edilmeyip Max Brod tarafından yayınlanan bir eserdir.
DEĞİŞİM (1915):
Bu romanı da önemli eserleri arasında yer alır.
Ayrıca F. Kafka'nın, Mezar Bekçisi, Amerika, Bir Savaşın Tasviri, Taşrada Düğün Hazırlıkları, Milena'ya Mektuplar, Sevgili Milena adlı eserleri de vardır. Bu eserler Türkçe'ye çevrilmiştir
Bu eseri de vasiyetine uyulmayarak imha edilmeyip Max Brod tarafından yayınlanan bir eserdir.
DEĞİŞİM (1915):
Bu romanı da önemli eserleri arasında yer alır.
Ayrıca F. Kafka'nın, Mezar Bekçisi, Amerika, Bir Savaşın Tasviri, Taşrada Düğün Hazırlıkları, Milena'ya Mektuplar, Sevgili Milena adlı eserleri de vardır. Bu eserler Türkçe'ye çevrilmiştir
Kafkaesk
Kafka eserlerinde basitçe günlük yaşamdaki bir olaya şekil vermemiştir; ondan ziyade kendi kurallarıyla kendi dünyasını yaratmıştır. Kafka’yı diğerlerinden ayıran, Kafka’yı Kafka yapan da budur. Bu durum sonradan “Kafkaesk“ (Kafkavari) kavramının yerleşmesini sağlamıştır.
"Alfred
Kazin,
Thomas Mann’ın
bir zamanlar Kafka’nın bir romanını Einstein’a ödünç verdiğini ve Einstein’ın
kitabı geri getirdiğinde; ‘Okuyamadım bu kitabı; İnsan beyni bu derece karmaşık
değil!’ dediğini anlatıyor."
Umberto Eco, Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti
Umberto Eco, Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti
Neden Kafka ?
Kafka’nın
eserlerindeki roman kahramanları sonunun nereye varacağını bilmedikleri
labirentlerden geçerler ve sonunda bilinmeyen kudrete ulaştırılırlar.
Kafka’nın
hemen her eserinde, örneğin: “Çin Seddi“, “Bir Köpeğin Araştırmaları“, “Kısa
Fabl“, hikâyenin kahramanları başarılı olamamıştır ve boş yere ölmüştür,
hikâyelerinde ağırlıklı olarak ele alınan konu budur.
Bu hikâyelerde her şey tamamıyla gerçekçi
değildir, olaylar bilinçli olarak ironiyle anlatılmıştır.
Hikâyelerinin
konularının bir diğer olmazsa olmazı da, hikâyenin kahramanının bilinmeyen
yasalara istemeden karşı gelmesi; ya da çiğnediği yasayı hiç bilememesidir
(“Yasanın Önünde”, “Ceza Sömürgesi”, “Çiftlik Kapısına Vuruş”, “Yasalar sorunu
üzerine”). Tıpkı “Dava” ve “Şato” romanlarının kahramanlarında olduğu gibi,
hikâyenin kahramanları da kendileri için yasak olan olaylarla hikâyeye yön
verir, hikâyenin gidişatını bu olaylar belirler.
Uyarı bu noktadan itibaren okuyacağınız bölümler Kafka'nın dava kitabı hakkında özet bilgiler içermektedir. Eğer kitabı okumadıysanız, önce kitabı okuyup bu bölüme geçmeniz faydalı olabilir. Ama tabi biz size yine de engel olamayız. Yani siz kitabı okumamışta olabilirsiniz ben bu bölümden ilerisini de okurum arkadaş sen bana karışamazsın filan diyebilirsiniz. Biz karışmayız aslında siz bilirsiniz.
Franz Kafka Dava Kitabi Geniş Özeti
Tutuklanma
Josef K. Bir sabah kalktığından kendisine tutuklanmış olduğu bildirilir. 30 yaşında bir bankada çalışan ve bir pansiyonda yaşayan sıradan bir insandır. Sokaktaki adamdır Josef K. Gelen kişiler soruşturma memurlarıdır.
Soruşturma memurlarının şefi Josef K. ‘ya sadece tutuklu olduğunu bildirmek için geldiklerini, bu tutuklu olmanın davalı olup olmayacağı anlamına gelmediğini söyler. Ayrıca tutukluluğu kendisine bildirilen bay K aynı zamanda özgürdür ve günlük tüm yaşamsal faaliyetlerini özgür olarak yapabilir.
Bayan Grubach’la ardından Bayan Bürstner’le konuşma
Josef
K. Sabah gerçekleşen tutukluluk halinin bildirilmesi ile ilgili olarak olaya
şahit olan Bayan Grubach
ve olayın gerçekleştiği yan komşusu Bayan Bürstner’le
konuşma gereğini hisseder.
Bayan
Grubach,
Bay K’nın
sabah gerçekleşen tutuklanma olayı ile ilgili olarak ona özürünü
bildirmesi üzerine. Bayan Grubach sabahki olayı fazla ciddiye almamasını
herkesin başına gelebileceğini ve sabahki olayda iki nöbetçinin konuşması
sırasında kapıyı dinlediğini ve dinlediklerine göre bu tutuklanışın derin bir
manası olabileceğini Bay K’ya
söyler.
Bayan Grubach’la ardından
Bayan Bürstner’le konuşma
Josef K. Sabah soruşturma kurulundan şef ile
konuştukları ve Bayan Bürstner’,in
odasında geçen olayla ilgili olarak, Bayan Bürstner’le
konuşma gereği hisseder. Bayan Bürstner’,n
tiyatrodan gelmesini bekler ve Bayan Bürstner’,n
odasında olayı detaylı bir şekilde kendisine anlatır ayrıca aralarında bir
yakınlaşma olur.
İlk Soruşturma
Josef K. ‘ya ertesi Pazar bir
soruşturma yapılacağı bildirilir. Soruşturmalar düzenli olmasada
sık sık yapılacağıda
dikkat çekilir. (Gelen telefonda bir davadan bahsedilmemektedir.)
Soruşturma saati bildirilmemesine
rağmen K.bu
saatin 9 olabileceğini düşünerek bildirilen yere giderken çalıştığı bankada ve
ilk tutuklu olma durumunun bildirildiği 3 memur ile karşılaşır. Rabensteiner,
Kullych,
Kaminer.
K yoksul insanların oturduğu
şehrin kuzey tarafında bir kesime gelir ve soruşturmanın yapılacağı odayı
aramaya başlar. Sırayla daireleri dolaşırken kapı
açıldığında leğende çocuk çamaşırlar yıkayan
bir kadın K’nın
« Burada marangoz lanz
oturuyor mu ?» diye sormasına karşılık «buyrun»
diye cevap vererek K ‘ya gitmesi gereken odayı işaret eder. (Bu
sahnede bu konuşmaya dayanarak kadının Josef K’yı tanıması veya onun hakkında daha
önceden bilgilendirilmiş olması gerekir.)
K tıklım tıklım
insanların oluştuğu soruşturma salonuna girer. Salonun sol ve sağ tarafında
insanlar ve ileride ortada sorgu yargıcı bulunmaktadır. Sorgu yarıgıcı
K’ya
soruşturmaya geç kaldığını söyler. Oradaki insanları susturarak K’ya
ilk sorusunu sorar. «Badanacı mısınız?» K bir bankada şef olduğunu söyler. Tüm
bu olaylar esnasında salonun sol ve sağ yanındaki iki grup farklı tepkiler
vermektedir. K burada başına gelen olayla ilgili olarak kendimi değil onları
savunmak için buradayım şeklinde bir
açıklamada bulunur. (K burada başına gelen olayı bireysellikten, toplumsal
olmaya taşımıştır veya bunu amaçlayarak kendine bir misyon yüklemiştir.)
K sonra tutuklanması ile ilgili
olarak başına gelen talihsizlikleri anlatır. Sonra kendisini kapıda karşılayan
kadından gelen yüksek(cırtlak) bir sesle, aslında ses kadından değil adamdan
(hukuk öğrencisi) gelmiştir soruşturma
bölünür.
K bu kargaşa esnasında salondaki
insanların üzerinde sorgu yargıcında da olmak üzere bazı şekiller görür aslında
sağda ve solda yer alan insanların ve yargıcında bir bütün oluşturduğunu fark
eder. İçinde bulundurulduğunu durumun düzmece olduğu ve bu durumda sözde
taraflar oluşturulduğunu söylerek
sorgu yargıcı ile tartışarak salonu terk eder.
Boş toplantı salonunda/Üniversite
öğrencisi / Kalem odaları
K bu olay üzerine bir hafta
boyunca tekrar soruşturma için haber bekler, ancak beklediği haber bir türlü
gelmez. Bunun üzerinde K aynı gün ve saatte
soruşturmanın yapıldığı yere gitmesi gerektiğini düşünür.
Gittiğinde kendisine bugün
soruşturmanın olmadığı haber verilir. Çamaşır yıkayan kadın kendisine yardımcı
olabileceği söyler, K ile aralarına bir yakınlaşma olur sonra üniversite
öğrencisi genç gelir. K ile üniversite öğrencisi arasında tartışma yaşanır.
Üniversite öğrencisi kadını alarak ortamdan uzaklaşır. O esnada K kadının
kocası ile karşılaşır. Kadının kocası yani mübaşir ona soruşturmaların
yapıldığı mahkemelerin kalem odalarını gezdirir. K kendisine benzeyen ve
kapıların önünde bekleyen insanlar görür.
Sonra kendini kötü hissederek ortamdakilerin yardımıyla oradan
uzaklaşır.
Dayakçı
K bir akşam ofisinden ayrılmak
üzere iken ofisin alt katından gelen sesler üzerine meraklanarak sesi geldiği yere iner.
İndiğinde daha önce tutuklanma esnasında evine gelmiş olan iki bekçinin evde
yaptıkları kötü K.ya
kötü davranışlarından ve K’nın
sorgu yargıcına durumu iletmesinde dolayı bir dayakçı tarafından
cezalandırılmak üzere olduğu görür. (Bu dayak olayı neden K’nın
iş yerinde yapılmaktadır ?)
Amca / Leni
K bir öğleden sonra çok meşgulken
taşrada küçük bir kasabada yaşayan amcası K’yı
ziyarete gelir.
Amcası Albert K’ya
dava olayını duyduğunu ve bu olay konusunda dostu avukat bay Huld’tan
yardım almaları gerektiğini K’ya
iletir. Ayrıca K’ya
bir süre merkezden uzaklaşması gerektiğini çünkü iktidarın merkezde her türlü
güce sahip olduğunu eğer taşra gibi küçük bir yerde olursa iktidar güçlerinin K
ya ulaşabilmek için önce taşradaki yerel güçleri harekete geçirmesi gerektiğini
bununda K’ya
zaman kazandıracağını ifade eder.
Amcasının dava ya bakışı toplumun
bir davaya bakış açısı gibidir.
Avukatın yanına giderler avukat
hastadır. Kapıyı hizmetçi kız Leni
açar
Avukat Bay Huld’a
amcası dava konusunu açar. Avukat davadan haberi olduğun söyler. Mahkeme
çevresiyle ilişkisi olması dolayısı ile konuyu bildiğini söyler. (Bu konuşmada
davanın konusuna dair bir görüşme olmaz)
Aniden hizmetçi kızın odanın
dışında bilerek bir tabak kırması ve gelen ses üzerine K odadan ayrılır.
Avukat Huld’un
çalışma odasında Leni
ile konuşurlar. Leni
mahkeme ve sorgu yargıçları konusunda çok şey bildiğini ve K ya yardımcı
olabileceğini söyle aralarında bir yakınlaşma olur. Ayrıca Leni,
K’ya
evin anahtarını vererek ne zaman istese gelebileceğini söyler.
Avukat /Fabrikatör /Ressam
Artık K’nın
davası kafasını sürekli meşgul etmektedir.
K avukatın pek bir şey yapmadığını düşünerek avukatla görüşmeye gider.
Avukat mahkeme hakkında bilgiler verir.
Dilekçe verebileceklerini ancak
bu dilekçenin dikkate alınmayacağını
İddianamenin davalıya ve
savunanlara kapalı olduğu
Bu nedenle iddianameyi
bilmedikleri için yazacakları dilekçenin tesadüfen doğru tespitler
içerebileceğini
Mahkemenin önüne avukat diye
çıkarılanların aslında kaçak çalışan avukatlar olduğu, avukatların mahkemece
tanınmadığı.
Böyle olmasına rağmen bu davada
avukatların başka hiçbir mahkemede gerekli olmadığı kadar bu mahkemelerde
gerekli olduklarını
Tüccar Block /Avukatın azli
K avukatın bir türlü kaleme
almadığı dilekçe yüzünden avukata
azlettiğini bildirmek için Bay Huld’un
evine gider. Orada tüccar Block
ile karşılaşırlar. Tüccar avukatın müşterisi olduğunu ve davasında avukatın
kendisini 5 yıldan uzun süredir temsil ettiğini söyler kendi davası ile ilgili
gelişmeler, mahkemeye sunduğu belge ve
dilekçelerden bahseder, K’ kendi davası ile ilgili daha ilk dilekçenin
bile verilmediği söyler. Tüccarda kendi dilekçesine ulaştığını ancak dilekçesininde
mahkemeyi etkilemek noktasında önemsiz olduğunda bahseder. Sonra K’ avukat ile
görüşür vekalet geri alma konusunda eğer almazsa devamında davası için ne
yapacağını sorar. Avukat tüccarı odaya
çağırarak karşılıklı, aşağılanma – yüceltme ve garip olaylar yaşanır.
Katedralde
K işyerine gelecek olan bir
İtalyan misafiri bir katedrali gezdirmesi için görevlendirilir. K katedrale
misafirinden önce gider. Ve rahip yüksek bir yerden Josef K! diye seslenir. K
duraklar ve bir an sesi duymamazlıktan
gelerek karşısında bulunan 3 ahşap
kapıdan (genelde hep seçenek sunulmuştur.) kaçıp gidebileceğini düşünür ama
gitmez. Rahip devam eder. « sen dava
edildin.. Benim aradığım kişi sensin… ben senin mahkeme rahibinim» der.
K ile davası hakkında görüşürler,
rahip mahkeme konusunda K ya kendisini yanıltmaması gerektiğini söyler, ve
yasanın girişindeki yazıda yanılma konusunda olayı anlatır.
Yasanın önünde bir kapı bekçisi
durur. Taşralı bir adam gelir bekçiye içeri girip giremeyeceğini sorar. Bekçi
olabilir diye cevap verir. Ama şimdi giremezsin. Bekçi kenara çekilerek, adamın
içeriyi görmesine fırsat sunar. Ve derki
içerisi sana çekici gelebilir ben en alttaki bekçiyim ve içeride çok daha güçlü
bekçilerin olduğu salonlardan bahseder.
Rahip ayrıca K ya davası hakkında
şöyle bir bilgi verir «Mahkeme
senden bir şey istemiyor ki! Geldiğin
zaman niye geldin demiyor, gitmek istedin mi, koyveriyor gidiyorsun».
Bu davaya değişik bir anlam
katmaktadır. Yani seçenekler bizim elimizdedir. Mesela K önündeki 3 kapının
herhangi birinden kaçabilecekken kaçmamış, davasıyla yüzleşme istemiştir.
Final
31. yaş gününden bir gece önce
silindir şapkalı ve redingotlu iki adam gelerek K’yı götürürler. Ve törensel bir
havayla K’yı öldürürler.
Tartışma ve Yorumlar
Romanda
geçen kastedilen dava nedir ?
Romanın
sonunda Josef K. Öldürüldü mü intihar mı etti ?
Eğer
gerçekten bir dava varsa davalı durumundaki kişinin dava konusu hakkında neden
bilgisi yoktur ?
Mahkeme
kalemleri, soruşturma odaları neden evlerin çatı katındadır ?
Olay
ne zaman, nerede geçmiştir. ?
Neden
davalı, avukat, mahkeme arasındaki ilişkiler garip bir şekilde ifade
edilmiştir. ?
Bu kitabı her zaman merak etmişimdir.
YanıtlaSilDava Dava ve Kafka. kitap çok akıcydı ama nedir bu Dava?bir an önce yazınızı bekliyorum.
YanıtlaSilneden sürekli adsız olarak yazıyorsunuz ?
YanıtlaSilDava, kafka'nın dünyasına açılan bir labirenttir aslında. labirentin dar patikalarında Dönüşüm, Şato, Amerika, Milena'ya Mektuplar, öyküler (özellikle Bir Köy Hekimi, Taşrada Düğün Hazırlıkları vb.)hâlâ keşfedilmeyi bekliyor...
YanıtlaSilHayatınızı Mahvetmeden Önce Neden Kafka Okumalısınız
YanıtlaSilJames Hawes
Özgün Adı : Why You Should Read Kafka Before You Waste Your Life
Çeviren : Suğra Öncü
sel yayıncılık
kitap hakkında tanıtım bilgisi:
http://www.selyayincilik.com/kitaptanitim.asp?kod=622
Hayatınızı Mahvetmeden Önce Neden Kafka Okumalısınız
YanıtlaSilJames Hawes
Özgün Adı : Why You Should Read Kafka Before You Waste Your Life
Çeviren : Suğra Öncü
sel yayıncılık
kitap hakkında tanıtım bilgisi:
http://www.selyayincilik.com/kitaptanitim.asp?kod=622
Ferit Edgü'nün Kafka'nın Dava'sı üzerine bir değerlendirmesi:
YanıtlaSil"Dava'da, tüm çabalarına karşın suçsuzluğunu kanıtlayamayan, hatta suçunun ne olduğunu bile öğrenemeyen Joseph K. sonunda "bir köpek gibi" boğazlanırken bir ışık görür; evet, ama kurtuluş muştusu veren bir ışık değildir bu. Daha çok, bir insanoğlunun boğazlanışını görüp ses etmeyen bir başka insanoğluna ait ışıktır." (Kafka, Aforizmalar, İş Bankası Kültür yayınları; Ferit Edgü, Kafka Güneşi, 2009)
Paylaşım için teşekkürler ancak ben burada gayet güzel bir özet görüyorum inceleme değil. Eser sembollerle dolu ve siz hiç bunları irdelememişsiniz, kurgutla ilgili sorular sorup bırakmışsınız.
YanıtlaSilMerhabalar,
YanıtlaSilModern dünya edebiyatının ikonik ve özgün yazarlarından biri olan Franz Kafka’nın aklımda kalan 12 çarpıcı aforizmasını okumanız için sizinle de paylaşmak isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/altini-cizdigim-12-carpici-aforizma/
-Kendinizi insanlığa bakarak sınayın. Bu, şüphe edeni şüpheye, inananı inanca götürür.
-İnsanların tüm hataları sabırsızlık, yaptıkları işi sonuçlandırmaya yönelik yöntemleri erkenden terk etme ve sözde sorun gibi görünen bir olguyu belirgin bir sorun haline dönüştürmelerinden kaynaklanır.
Umuyorum ilgiyle okursunuz,
sağlıkla kalın.