2 Mayıs 2012 Çarşamba

Dava- Franz Kafka





Tarih: 23.03.2012




İlk seçtiğimiz kitap Dava'ydı, aslında seçmedik çünkü seçmek için bir araya gelinmesi gerekiyordu. Bir araya gelememiştik. Bir kitabın bir kitapçıdan alınması ile süreç başlamıştı. Orhan Pamuk'un Yeni Hayat romanının "bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti" başlangıcındaki gibi başladı hikayemiz. Ama bizimkisi alınca değişmişti. Olsun ziyanı yok.







Sonra diğer grup üyeleri tarafından kitaplar temin edilerek, kitabın okunması ve gerekli araştırmalar için bir süre belirlendi. Ayrıca birde kitabın, yazarın, dönem edebiyatının araştırılması ve sunumu için bir şanslı kişi! gerekiyordu. Sanırım bu kişinin çok aranmasına da gerek yoktu, kitabı ilk alan kişi olarak şu satırları yazmakta olan kişi yaptığı hatanın bedelini ödemesi gerekliydi.
Kitabımızı okuduk gerekli araştırmaları yaptık ve belirlediğimiz tarihte Türkiye'nin en entelektüel Çiğköftecisi ünvanını da gerçekleştirdiğimiz oldğumuz etkinlikle ele geçirmiş ve uzun yıllarda bunu kimseye kaptırmayacak olan Adıyaman Çiğköfte Salonu Yüzüncü Yıl Ankara Şubesinde toplandık.
Hem Haruki Murakami bu Kafka'yı sahile getiriyorsa (Sahilde Kafka) biz de çiğköfteciye getirebilirdik, geldi de. Yalnız bizim yaklaşık 4 saat süren konuşma ve sunumumuz esnasında, olaya şahitlik eden müşteriler de şaşırmışlardı. Ancak bizden kendilerine zarar gelmiyecek bir topluluk olduğumuz anladıklarında  çok mutlu olduk. Böylece zararsız bir topluluk olduğumuzu da belirtmek isterim.  


Başladık, okuduk, konuştuk, tartıştık, yedik, içtik, küçük harfin gözlerinden, büyük harfin ellerinden öptük ve bitirdik..

İşte bizden bir Kafka ve Dava...
Franz Kafka'nın Hayatı

Bu bölümde çok kısa bir şekilde kronolojik hayatından bahsetmek doğru olabilir. Ancak hayatının  anlatımında Franz Kafka’yı, Kafka yapan hayata bakmak sanırım Kafka’yı anlama çabalarımıza birazda olsa katkı sunacaktır.

Ailesi
Franz Kafka’nın babası Hermann Kafka (1852–1931) ve annesi Julie Kafka (1856–1934) Yahudi soylu bir aileden gelmektedir.


Franz Kafka'nın Kardeşleri

Henüz küçük yaşlarda ölen Georg ve Heinrich adında iki erkek kardeşin yanı sıra, Kafka’nın üç kız kardeşi vardı. Kız kardeşleri daha sonra sürgüne gönderildi ve muhtemelen izlerinin kaybolduğu toplama kamplarında ya da gettolarda hayatlarını kaybettiler. Bunlar, Gabrielle, Elli diye çağırılan kız kardeşi (1889–1941?), Valerie, Valli diye çağırılan (1890–1942?) ve Ottilie, „Ottla“ Kafka (1892–1943?), en küçük kardeş.






Franz Kafka'nın Eğitim ve İş Hayatı

Franz Kafka 1901’den 1906’ya kadar Prag’daki Karl-Ferdinand Üniversitesinde öğrenim gördü; oradan mezun olduktan sonra kimya ile ilgilendi, fakat kısa bir süre sonra hukuk alanında ilerlemeye karar verdi. Daha sonra bir yarıyıl Alman filolojisi ve sanat tarihiyle ilgilendi, bu arada Münih’teki hukuk eğitimine de devam etti. Beş yıllık hukuk eğitiminden sonra Albert Weber’in yanında ücretsiz hukuk stajı yapma şansını buldu ve ceza hukuku alanında ilerleme kararı aldı.

Franz Kafka 1907’de o dönemde çok ünlü olan “Assicurazioni Generali” adlı İtalyan bir sigorta şirketinde çalışmaya başladı. Franz Kafka’nın Prag’da edebiyat çevresine girmesini sağlayacak olan Max Brod ile bu yıllarda dostluk kurmaya başlamıştır.
İlişkileri



Kafka’nın kadınlarla olan ilişkilerine baktığımızda en önemli noktada, Kafka’nın aşkı Felice Bauer’e yazdığı mektuplar durmaktadır, Kafka’nın 13 Ağustos 1912’de Max Brod’un evinde tanıştığı, Berlin’li bir memurdur.

1920 yılında ise Kafka, Milena Jesenka ile mektuplaşmaya başlar. Milena Kafka’nın Almanca yazdığı eserleri Çek diline çevirmek istemiştir. Milena Kafka’dan 12 yaş küçüktür ve evlidir. Birlikte olmalarının imkânsız olduğunu biliyorlardı, buna rağmen uzun yıllar boyunca aralarındaki mektuplaşma devam ettiler. Kafka’nın Milena’ya yazdığı mektuplar da tıpkı Felice Bauer’e yazdığı mektuplar gibi Türkçeye çevrilmiştir. Milena 1944 yılında Ravensburg toplama kampında Holokust kurbanları arasına katılmıştır.

Kafka’nın son ilişkisi ise, ölmeden birkaç ay önce isminin anıldığı Dora Diamant adındaki bir çocuk bakıcısıydı.
Kafka mektuplarda aşkın gerçekliğine olan şüphelerini, korkularını dile getirmiş, duygularını tüm çıplaklığıyla kaleme almıştır, bu bakımdan mektuplar edebi açıdan son derece önemlidir

Franz Kafka'nın Ölümü
1924 yılının nisan ayında, gırtlak kanseri teşhisi konur ve doktorlar tedaviye geç kalındığını söylerler. Artık yapılacak hiçbir şey yoktur. Kafka, Kierling Senatoryumuna’na taşınır ve 3 Haziran 1924 yılında Klosterneuburg’da, 40 yaşında ölür.

Max Brod
20 yıl süren dostluklarının sonunda Kafka bütün yazdıklarını ölümünden sonra yakması için Max Brod'a vermişti. Yazdıklarının gereğinden fazla kişisel ve değersiz olduğunu düşünüyordu. Tabii Max onunla ayni fikirde değildi ve Kafka’nın ölümünden sonra, karışık halde bulunan binlerce sayfa metni toplayıp düzenleyerek yayınladı. Arkadaşı Max Brod’a ait gençlik ve son dönem fotoğrafları.

Eserleri
Birçok eseri, mektupları ve günlükleri vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

YARGI (1913):


Bu ilk hikayesini bir gecede yazmıştır. Bu onun en sevdiği hikayesidir. Eserde Kafka'nın kendi anlayışında olduğu gibi, evin babası takatsiz ihtiyar bir halde olsa bile. "o halde bir dev"
dir. Baba hep tabii bir güçtür.

CEZA SÖMÜRGESİ (1919):

Suç problemi, hem de belli bir hatadan doğan suç değil, genel suç problemi Kafka'yı hep meşgul etmiştir. Eserinde de bunu işler
.
DAVA (1925):
Yazarın en önemli eserlerinde biridir. Kendisinin yayınlanmasını istemediği, ancak ölümünden sonra
Max Brod tarafından yayınlanan ve bir çok yorumlara sebep olan eseridir.
ŞATO (1926):

Bu eseri de vasiyetine uyulmayarak imha edilmeyip
Max Brod tarafından yayınlanan bir eserdir.

DEĞİŞİM (1915):


Bu romanı da önemli eserleri arasında yer alır.
Ayrıca F. Kafka'nın, Mezar Bekçisi, Amerika, Bir Savaşın Tasviri, Taşrada Düğün Hazırlıkları,
Milena'ya Mektuplar, Sevgili Milena adlı eserleri de vardır. Bu eserler Türkçe'ye çevrilmiştir

Kafkaesk

Kafka eserlerinde basitçe günlük yaşamdaki bir olaya şekil vermemiştir; ondan ziyade kendi kurallarıyla kendi dünyasını yaratmıştır. Kafka’yı diğerlerinden ayıran, Kafka’yı Kafka yapan da budur. Bu durum sonradan “Kafkaesk“ (Kafkavari) kavramının yerleşmesini sağlamıştır.
"Alfred Kazin, Thomas Mann’ın bir zamanlar Kafka’nın bir romanını Einstein’a ödünç verdiğini ve Einstein’ın kitabı geri getirdiğinde; ‘Okuyamadım bu kitabı; İnsan beyni bu derece karmaşık değil!’ dediğini anlatıyor."
Umberto Eco, Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti 
Neden Kafka ?

Kafka’nın eserlerindeki roman kahramanları sonunun nereye varacağını bilmedikleri labirentlerden geçerler ve sonunda bilinmeyen kudrete ulaştırılırlar.


Kafka’nın hemen her eserinde, örneğin: “Çin Seddi“, “Bir Köpeğin Araştırmaları“, “Kısa Fabl“, hikâyenin kahramanları başarılı olamamıştır ve boş yere ölmüştür, hikâyelerinde ağırlıklı olarak ele alınan konu budur.

Bu hikâyelerde her şey tamamıyla gerçekçi değildir, olaylar bilinçli olarak ironiyle anlatılmıştır.
Hikâyelerinin konularının bir diğer olmazsa olmazı da, hikâyenin kahramanının bilinmeyen yasalara istemeden karşı gelmesi; ya da çiğnediği yasayı hiç bilememesidir (“Yasanın Önünde”, “Ceza Sömürgesi”, “Çiftlik Kapısına Vuruş”, “Yasalar sorunu üzerine”). Tıpkı “Dava” ve “Şato” romanlarının kahramanlarında olduğu gibi, hikâyenin kahramanları da kendileri için yasak olan olaylarla hikâyeye yön verir, hikâyenin gidişatını bu olaylar belirler.

Uyarı bu noktadan itibaren okuyacağınız bölümler Kafka'nın dava kitabı hakkında özet bilgiler içermektedir. Eğer kitabı okumadıysanız, önce kitabı okuyup bu bölüme geçmeniz faydalı olabilir. Ama tabi biz size yine de engel olamayız. Yani siz kitabı okumamışta olabilirsiniz ben bu bölümden ilerisini de okurum arkadaş sen bana karışamazsın filan diyebilirsiniz. Biz karışmayız aslında siz bilirsiniz.

Franz Kafka Dava Kitabi Geniş Özeti

Tutuklanma

Josef K. Bir sabah kalktığından kendisine tutuklanmış olduğu bildirilir. 30 yaşında bir bankada çalışan ve bir pansiyonda yaşayan sıradan bir insandır. Sokaktaki adamdır Josef K. Gelen kişiler soruşturma memurlarıdır.
Soruşturma memurlarının şefi Josef K. ‘ya sadece tutuklu olduğunu bildirmek için geldiklerini, bu tutuklu olmanın davalı olup olmayacağı anlamına gelmediğini söyler. Ayrıca tutukluluğu kendisine bildirilen bay K aynı zamanda özgürdür ve günlük tüm  yaşamsal faaliyetlerini özgür olarak yapabilir.

Bayan Grubach’la ardından Bayan Bürstner’le konuşma
Josef K. Sabah gerçekleşen tutukluluk halinin bildirilmesi ile ilgili olarak olaya şahit olan Bayan Grubach ve olayın gerçekleştiği yan komşusu Bayan Bürstner’le konuşma gereğini hisseder.
Bayan Grubach, Bay K’nın sabah gerçekleşen tutuklanma olayı ile ilgili olarak ona özürünü bildirmesi üzerine. Bayan Grubach  sabahki olayı fazla ciddiye almamasını herkesin başına gelebileceğini ve sabahki olayda iki nöbetçinin konuşması sırasında kapıyı dinlediğini ve dinlediklerine göre bu tutuklanışın derin bir manası olabileceğini Bay K’ya söyler.
Bayan Grubach’la ardından Bayan Bürstner’le konuşma
Josef K.  Sabah soruşturma kurulundan şef ile konuştukları ve Bayan Bürstner’,in odasında geçen olayla ilgili olarak, Bayan Bürstner’le konuşma gereği hisseder.  Bayan Bürstner’,n tiyatrodan gelmesini bekler ve Bayan Bürstner’,n odasında olayı detaylı bir şekilde kendisine anlatır ayrıca aralarında bir yakınlaşma olur.
İlk Soruşturma
Josef K. ‘ya ertesi Pazar bir soruşturma yapılacağı bildirilir. Soruşturmalar düzenli olmasada sık sık yapılacağıda dikkat çekilir. (Gelen telefonda bir davadan bahsedilmemektedir.)
Soruşturma saati bildirilmemesine rağmen K.bu saatin 9 olabileceğini düşünerek bildirilen yere giderken çalıştığı bankada ve ilk tutuklu olma durumunun bildirildiği 3 memur ile karşılaşır. Rabensteiner, Kullych, Kaminer.
K yoksul insanların oturduğu şehrin kuzey tarafında bir kesime gelir ve soruşturmanın yapılacağı odayı aramaya başlar. Sırayla daireleri dolaşırken kapı açıldığında leğende çocuk çamaşırlar yıkayan bir kadın K’nın «  Burada marangoz lanz oturuyor mu ?» diye sormasına karşılık  «buyrun» diye cevap vererek K ‘ya gitmesi gereken odayı işaret eder.  (Bu sahnede bu konuşmaya dayanarak kadının Josef K’yı tanıması veya onun hakkında daha önceden bilgilendirilmiş olması gerekir.)

K tıklım tıklım insanların oluştuğu soruşturma salonuna girer. Salonun sol ve sağ tarafında insanlar ve ileride ortada sorgu yargıcı bulunmaktadır. Sorgu yarıgıcı K’ya soruşturmaya geç kaldığını söyler. Oradaki insanları susturarak K’ya ilk sorusunu sorar. «Badanacı mısınız?» K bir bankada şef olduğunu söyler. Tüm bu olaylar esnasında salonun sol ve sağ yanındaki iki grup farklı tepkiler vermektedir. K burada başına gelen olayla ilgili olarak kendimi değil onları savunmak için buradayım  şeklinde bir açıklamada bulunur. (K burada başına gelen olayı bireysellikten, toplumsal olmaya taşımıştır veya bunu amaçlayarak kendine bir misyon yüklemiştir.)

K sonra tutuklanması ile ilgili olarak başına gelen talihsizlikleri anlatır. Sonra kendisini kapıda karşılayan kadından gelen yüksek(cırtlak) bir sesle, aslında ses kadından değil adamdan (hukuk öğrencisi) gelmiştir soruşturma  bölünür.

K bu kargaşa esnasında salondaki insanların üzerinde sorgu yargıcında da olmak üzere bazı şekiller görür aslında sağda ve solda yer alan insanların ve yargıcında bir bütün oluşturduğunu fark eder. İçinde bulundurulduğunu durumun düzmece olduğu ve bu durumda sözde taraflar oluşturulduğunu söylerek sorgu yargıcı ile tartışarak salonu terk eder.

Boş toplantı salonunda/Üniversite öğrencisi / Kalem odaları

K bu olay üzerine bir hafta boyunca tekrar soruşturma için haber bekler, ancak beklediği haber bir türlü gelmez. Bunun üzerinde K aynı gün ve saatte  soruşturmanın yapıldığı yere gitmesi gerektiğini düşünür.

Gittiğinde kendisine bugün soruşturmanın olmadığı haber verilir. Çamaşır yıkayan kadın kendisine yardımcı olabileceği söyler, K ile aralarına bir yakınlaşma olur sonra üniversite öğrencisi genç gelir. K ile üniversite öğrencisi arasında tartışma yaşanır. Üniversite öğrencisi kadını alarak ortamdan uzaklaşır. O esnada K kadının kocası ile karşılaşır. Kadının kocası yani mübaşir ona soruşturmaların yapıldığı mahkemelerin kalem odalarını gezdirir. K kendisine benzeyen ve kapıların önünde bekleyen insanlar görür.  Sonra kendini kötü hissederek ortamdakilerin yardımıyla oradan uzaklaşır.

Dayakçı

K bir akşam ofisinden ayrılmak üzere iken ofisin alt katından gelen sesler üzerine  meraklanarak sesi geldiği yere iner. İndiğinde daha önce tutuklanma esnasında evine gelmiş olan iki bekçinin evde yaptıkları kötü K.ya kötü davranışlarından ve K’nın sorgu yargıcına durumu iletmesinde dolayı bir dayakçı tarafından cezalandırılmak üzere olduğu görür. (Bu dayak olayı neden K’nın iş yerinde yapılmaktadır ?)

Amca / Leni

K bir öğleden sonra çok meşgulken taşrada küçük bir kasabada yaşayan amcası K’yı ziyarete gelir.

Amcası Albert K’ya dava olayını duyduğunu ve bu olay konusunda dostu avukat bay Huld’tan yardım almaları gerektiğini K’ya iletir. Ayrıca K’ya bir süre merkezden uzaklaşması gerektiğini çünkü iktidarın merkezde her türlü güce sahip olduğunu eğer taşra gibi küçük bir yerde olursa iktidar güçlerinin K ya ulaşabilmek için önce taşradaki yerel güçleri harekete geçirmesi gerektiğini bununda K’ya zaman kazandıracağını ifade eder.

Amcasının dava ya bakışı toplumun bir davaya bakış açısı gibidir.

Avukatın yanına giderler avukat hastadır. Kapıyı hizmetçi kız Leni açar
Avukat Bay Huld’a amcası dava konusunu açar. Avukat davadan haberi olduğun söyler. Mahkeme çevresiyle ilişkisi olması dolayısı ile konuyu bildiğini söyler. (Bu konuşmada davanın konusuna dair bir görüşme olmaz)

Aniden hizmetçi kızın odanın dışında bilerek bir tabak kırması ve gelen ses üzerine K odadan ayrılır.

Avukat Huld’un çalışma odasında Leni ile konuşurlar. Leni mahkeme ve sorgu yargıçları konusunda çok şey bildiğini ve K ya yardımcı olabileceğini söyle aralarında bir yakınlaşma olur. Ayrıca Leni, K’ya evin anahtarını vererek ne zaman istese gelebileceğini söyler.
Avukat /Fabrikatör /Ressam
Artık K’nın davası kafasını sürekli meşgul etmektedir.  K avukatın pek bir şey yapmadığını düşünerek avukatla görüşmeye gider. Avukat mahkeme hakkında bilgiler verir.
Dilekçe verebileceklerini ancak bu dilekçenin dikkate alınmayacağını
İddianamenin davalıya ve savunanlara kapalı olduğu
Bu nedenle iddianameyi bilmedikleri için yazacakları dilekçenin tesadüfen doğru tespitler içerebileceğini
Mahkemenin önüne avukat diye çıkarılanların aslında kaçak çalışan avukatlar olduğu, avukatların mahkemece tanınmadığı.
Böyle olmasına rağmen bu davada avukatların başka hiçbir mahkemede gerekli olmadığı kadar bu mahkemelerde gerekli olduklarını
Tüccar Block /Avukatın azli
K avukatın bir türlü kaleme almadığı dilekçe yüzünden  avukata azlettiğini bildirmek için Bay Huld’un evine gider. Orada tüccar Block ile karşılaşırlar. Tüccar avukatın müşterisi olduğunu ve davasında avukatın kendisini 5 yıldan uzun süredir temsil ettiğini söyler kendi davası ile ilgili gelişmeler, mahkemeye sunduğu belge ve  dilekçelerden bahseder, K’ kendi davası ile ilgili daha ilk dilekçenin bile verilmediği söyler. Tüccarda kendi dilekçesine ulaştığını ancak dilekçesininde mahkemeyi etkilemek noktasında önemsiz olduğunda bahseder. Sonra K’ avukat ile görüşür vekalet geri alma konusunda eğer almazsa devamında davası için ne yapacağını sorar.  Avukat tüccarı odaya çağırarak karşılıklı, aşağılanma – yüceltme ve garip olaylar yaşanır.
Katedralde
K işyerine gelecek olan bir İtalyan misafiri bir katedrali gezdirmesi için görevlendirilir. K katedrale misafirinden önce gider. Ve rahip yüksek bir yerden Josef K! diye seslenir. K duraklar ve bir an sesi duymamazlıktan gelerek  karşısında bulunan 3 ahşap kapıdan (genelde hep seçenek sunulmuştur.) kaçıp gidebileceğini düşünür ama gitmez.  Rahip devam eder. « sen dava edildin.. Benim aradığım kişi sensin… ben senin mahkeme rahibinim» der.
K ile davası hakkında görüşürler, rahip mahkeme konusunda K ya kendisini yanıltmaması gerektiğini söyler, ve yasanın girişindeki yazıda yanılma konusunda olayı anlatır.
Yasanın önünde bir kapı bekçisi durur. Taşralı bir adam gelir bekçiye içeri girip giremeyeceğini sorar. Bekçi olabilir diye cevap verir. Ama şimdi giremezsin. Bekçi kenara çekilerek, adamın içeriyi görmesine fırsat sunar.  Ve derki içerisi sana çekici gelebilir ben en alttaki bekçiyim ve içeride çok daha güçlü bekçilerin olduğu salonlardan bahseder.

Rahip ayrıca K ya davası hakkında şöyle bir bilgi verir «Mahkeme senden bir şey istemiyor ki! Geldiğin zaman niye geldin demiyor, gitmek istedin mi, koyveriyor gidiyorsun».
Bu davaya değişik bir anlam katmaktadır. Yani seçenekler bizim elimizdedir. Mesela K önündeki 3 kapının herhangi birinden kaçabilecekken kaçmamış, davasıyla yüzleşme istemiştir.
Final

31. yaş gününden bir gece önce silindir şapkalı ve redingotlu iki adam gelerek K’yı götürürler. Ve törensel bir havayla  K’yı öldürürler.
Tartışma ve Yorumlar
Romanda geçen kastedilen dava nedir ?
Romanın sonunda Josef K. Öldürüldü mü intihar mı etti ?
Eğer gerçekten bir dava varsa davalı durumundaki kişinin dava konusu hakkında neden bilgisi yoktur ?
Mahkeme kalemleri, soruşturma odaları neden evlerin çatı katındadır ?
Olay ne zaman, nerede geçmiştir. ?
Neden davalı, avukat, mahkeme arasındaki ilişkiler garip bir şekilde ifade edilmiştir. ?

















9 yorum:

  1. Bu kitabı her zaman merak etmişimdir.

    YanıtlaSil
  2. Dava Dava ve Kafka. kitap çok akıcydı ama nedir bu Dava?bir an önce yazınızı bekliyorum.

    YanıtlaSil
  3. neden sürekli adsız olarak yazıyorsunuz ?

    YanıtlaSil
  4. Dava, kafka'nın dünyasına açılan bir labirenttir aslında. labirentin dar patikalarında Dönüşüm, Şato, Amerika, Milena'ya Mektuplar, öyküler (özellikle Bir Köy Hekimi, Taşrada Düğün Hazırlıkları vb.)hâlâ keşfedilmeyi bekliyor...

    YanıtlaSil
  5. Hayatınızı Mahvetmeden Önce Neden Kafka Okumalısınız
    James Hawes
    Özgün Adı : Why You Should Read Kafka Before You Waste Your Life
    Çeviren : Suğra Öncü
    sel yayıncılık
    kitap hakkında tanıtım bilgisi:
    http://www.selyayincilik.com/kitaptanitim.asp?kod=622

    YanıtlaSil
  6. Hayatınızı Mahvetmeden Önce Neden Kafka Okumalısınız
    James Hawes
    Özgün Adı : Why You Should Read Kafka Before You Waste Your Life
    Çeviren : Suğra Öncü
    sel yayıncılık
    kitap hakkında tanıtım bilgisi:
    http://www.selyayincilik.com/kitaptanitim.asp?kod=622

    YanıtlaSil
  7. Ferit Edgü'nün Kafka'nın Dava'sı üzerine bir değerlendirmesi:
    "Dava'da, tüm çabalarına karşın suçsuzluğunu kanıtlayamayan, hatta suçunun ne olduğunu bile öğrenemeyen Joseph K. sonunda "bir köpek gibi" boğazlanırken bir ışık görür; evet, ama kurtuluş muştusu veren bir ışık değildir bu. Daha çok, bir insanoğlunun boğazlanışını görüp ses etmeyen bir başka insanoğluna ait ışıktır." (Kafka, Aforizmalar, İş Bankası Kültür yayınları; Ferit Edgü, Kafka Güneşi, 2009)

    YanıtlaSil
  8. Paylaşım için teşekkürler ancak ben burada gayet güzel bir özet görüyorum inceleme değil. Eser sembollerle dolu ve siz hiç bunları irdelememişsiniz, kurgutla ilgili sorular sorup bırakmışsınız.

    YanıtlaSil
  9. Merhabalar,

    Modern dünya edebiyatının ikonik ve özgün yazarlarından biri olan Franz Kafka’nın aklımda kalan 12 çarpıcı aforizmasını okumanız için sizinle de paylaşmak isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/altini-cizdigim-12-carpici-aforizma/

    -Kendinizi insanlığa bakarak sınayın. Bu, şüphe edeni şüpheye, inananı inanca götürür.
    -İnsanların tüm hataları sabırsızlık, yaptıkları işi sonuçlandırmaya yönelik yöntemleri erkenden terk etme ve sözde sorun gibi görünen bir olguyu belirgin bir sorun haline dönüştürmelerinden kaynaklanır.

    Umuyorum ilgiyle okursunuz,
    sağlıkla kalın.

    YanıtlaSil